Netflix, Türkiye’nin en önde gelen film yapımcıları ile anlaştı ve anlaşmaya hazırlanıyor. Geleneksel bir kez daha çuvalladı.

Geçtiğimiz aylarda sinema sektöründe ciddi bir mevzu patlak vermişti. Yerli yapımcılar ile sinema dağıtım şirketleri arasında yaşanan gerginlik, önemli yapımların vizyona girmesini ertelemişti. Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Mahsun Kırmızıgül ve Yılmaz Erdoğan, sinema salonlarının ‘promosyon‘ adı altında fazla para akladıklarını bundan dolayı daha az pay aldıklarını öne sürmüşlerdi.

Yapımcılar haklıydı, gelenekselin her türlüsü aynıydı. Bu sorun uzun bir süre ülke gündeminde yer edinmişti. En sonunda parlamentonun kararı ile ‘Sinema Yasası‘ çıkarılmıştı. Sorun dindirilmişti.

Türkiye’de sinema sektörüne ciddi katkılar sağlayan bunca büyük ve değerli isme birkaç yabancı şirketin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde posta koyması kabul edilir gibi değil.

Yeni Cem Yılmaz’lar yetiştiririz.‘ cümlesi ne hadsiz bir söylemdir. Herkes çizgisini bilecek. Topluluklar sinema salonlarını bir araç olarak kullanıyor. Sormazlar mı? Siz kimsiniz? diye.

Organize İşler 2 – Sazan Sarmalı vizyona girdi sular dindi. Gişe rekorları kırıldı. Cem Yılmaz‘ın gösteri biletleri tükendi. Gündemin konusu değişti. Önemli isimler yerlerini korudu. Önemsiz birkaç şirket çalışanının ismini duymamaya başladık. Ardından dünyanın en büyük dijital yayın platformu Netflix, Yılmaz Erdoğan ile anlaştı. Organize İşler 2 – Sazan SarmalıNetflix‘te yayınlandı.

Komedi ile insanları güldürebilen insanlar ‘en zeki’ insanlardır. Bunca dert unutuldu belki de sinema sektörü unuttu desek daha doğru olur. Çünkü bu haksızlığa uğrayan yapımcılar aynı zamanda birer komedyen. Geleneksel her zaman olduğu gibi yine bir şeyi unuttu. Zeki insanlar ile münakaşa etmek birkaç beyaz yakalının hiç ama hiç haddine değildi.